21 Haziran 2013 Cuma


USTA GURBET ZOR DEĞİL Mİ?

SEFA SARGIN/ CAN BAYRAK


Yola çıkmıştık neyle karşılaşacağımızı bilmeden… Biraz heyecan biraz korku vardı içimizde. Bismillah diyerek başladık işe. Azalan  mesafeyle birlikte heyecanımız git gide artıyordu. Biraz  yürüdükten  sonra istediğimiz yere vardık. Selam verdik başladık konuşmaya.  Bütün günün yorgunluğuna rağmen bizi güler yüzle karşıladılar. O an itibariyle  bizimle inatlaşan heyecan ve korku azalmaya başladı.


Erzurum’da yurt inşaatında işçiler var gücüyle çalışıyor. Sekizde başlayan mesainin bitmesine iki saat var.

Akşama doğru yorgunluk çöküyor üzerlerine. Bedenleri yorulsa da zihinleri de yorgun; memleket hasreti, aile hasreti, tanıdık bir sese duyulan hasret, sürekli zihinleri kurcalıyor… Her biri belki de hiçbir zaman oturamayacakları evleri, yurtları yapıyorlar ama bu evlere hep uzaktan bakmakla yetiniyorlar.
          

     “Dünyaya bir daha gelsem yine inşaat işçisi olurdum.” 


         
        Yirmi Sekiz yıldır inşaatlarda çalışan Cevat abi inşaat işçiliğine okuyamadığından dolayı başladığını söylüyor. Aslen Gümüşhaneli olan Cevat abi; mevsimlik işçi olarak çalışıyor. 6 ay boyunca; ya arkadaşlarıyla tuttukları bekar evinde ya da inşaata yakın yerlerde kendi yaptıkları barakalarda kalıyorlar.  Cevat abi; çalıştıkları işin çok yorucu olduğunu ve bu yüzden de sosyal aktivitelerinin olmadığını, daha değişik şeyler yapmak istediğini fakat imkanının el vermediğini söylüyor. İş dönüşünde ne yaptığını sorduğumuzda gülerek internet kafe de Facebook’ta takıldığını söylüyor. Cevat abi. Güler yüzüne rağmen sıkıntılarının çok küçük bir kısmını bizimle paylaşıyor. Bir yandan evinden ailesinden uzak olması, bir yandan da tek oğluyla arasının kötü olmasından dert yanıyor.


‘’İlkokul 5. sınıftan çıkıp, belime bir keser alıp inşaatlara çıktım.’’
Enver abi  Cevat abinin kayınbiraderi.  Aynı evi paylaşıyorlar. O da mevsimlik çalışıyor. Enver abi  şu an 49 yaşında. İlkokul  5. sınıftan beri yani  37 yıldır inşaat işçiliği yapıyor.  Daha o küçük yaşında  5 kişilik ailesinin yükünü omuzlarına almış  Enver abi… Yaşıtları oyun oynayıp eğlenirken her zaman  imrenmiş, oyun oynamak istemiş ama küçük yaşta aldığı sorumluluk için  fedakarlık etmek zorunda kalmış. Enver abi de çalıştığı işte çok mutlu. ‘’İnsan’ın  ustası olduğu işleri yapması bence daha keyifli diyor .İşten sonra ne yapıyorsun diye sorduğumuzda; ‘’Ben  öyle Cevat gibi internet kafede takılmıyorum, gurbette kahvehaneye gitmiyorum .‘’ diyor.  ‘’Bu iş çok yorucu.’’ diyerek devam ediyor sözlerine . ‘’yaşınız  ilerledikten sonra bazı işleri yaparken daha çok yoruluyorsunuz.’’  Diyerek  durumu hakkında dert yanıyor.
Enver abinin de  en büyük derdi ailesine duyduğu hasret .  ‘’Gurbette ailemden ayrı  altı  ay  bir asır gibi geliyor sanki ‘’ diyerek aile hasretini en samimi duygularıyla bizimle paylaşıyor.  Aldığı ücrete de; ‘’Hamd olsun ki yetiyor .’’ diyor. Enver abi ile sohbet ettikten sonra kepçe operatörü olan Himmet abi Yanımıza geliyor . Ve onunla sohbet etmeye başlıyoruz.  Amacımıza ulaşmıştık,  istediğimizi almıştık ama  himmet abiyle de konuşmadan edemedik.


                                                                      

    Himmet abi yaklaşık 12 yıldır kepçe operatörlüğü yapıyor. Çok esprili bir insan, sorduğumuz soruların hepsine esprili bir şekilde yanıt verdi. Bu işe nasıl başladığını soruyoruz ve esprili bir şekilde ‘’yağcılık’’ diyor. İş dönüşü yerinden kalkacak halinin olmadığını yattığı yerden kalkamadığını söylüyor. Yine aynı şekilde evli misin diye sorduğumuz soruya komik bir cevap alıyoruz; ‘’Evliyim ama; hanımla yazın kanka gibi  oluyoruz. Kışın ise karı koca oluyoruz.’’ Diyerek yüzümüzde hafif bir tebessüm oluşturuyor. Bunun nedenini de çok yorulmasına bağlıyor. Himmet abiye aldığı maaşın yetip yetmediğini,  kepçe kullanmanın zor  mu kolay mı olduğunu sorduğumuzda ‘’Allaha şükürler olsun ki yetiyor.’’  diyor. Kepçenin kullanmanın zorluğu ve ya kolaylığı hakkında da; ‘’Öğrenene kadar zor, öğrendikten sonra kolay.’’diyor.


   Bu sefer kiralık ev bulamayan Enver abi ve Cevdet abi; inşaat alanı içerisinde diğer işçilerle birlikte kalacakları barakayı tamamlamak için çalışıyorlar. Cevdet abi; ‘’Şu an sadece biz çalışıyoruz barakayı yapmak için, bundan dolayı çok yoruluyoruz. İnşallah temel kazılıp inşaata başladıktan sonra rahatlayacağız.’’ diyor. Barakalarının inşaatı bitene kadar başka inşaatlarda diğer işçilerle birlikte kaldıklarını söylüyorlar. Gurbetin tüm acımasızlığına rağmen var güçleriyle çalışıyorlar ve geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar. Ailelerinden ayrı kalsalar da bir gün tekrar bir araya geleceklerini biliyorlar.

0 yorum :

Yorum Gönder