USTA GURBET ZOR DEĞİL Mİ?
SEFA SARGIN/ CAN BAYRAK
Yola çıkmıştık neyle
karşılaşacağımızı bilmeden… Biraz heyecan biraz korku vardı içimizde.
Bismillah
diyerek başladık işe. Azalan mesafeyle
birlikte heyecanımız git gide artıyordu. Biraz
yürüdükten sonra istediğimiz yere
vardık. Selam verdik başladık konuşmaya.
Bütün günün yorgunluğuna rağmen bizi güler yüzle karşıladılar. O an
itibariyle bizimle inatlaşan heyecan ve
korku azalmaya başladı.
Erzurum’da
yurt inşaatında işçiler var gücüyle çalışıyor. Sekizde başlayan mesainin
bitmesine iki saat var.
Akşama
doğru yorgunluk çöküyor üzerlerine. Bedenleri
yorulsa da zihinleri de yorgun; memleket hasreti, aile hasreti, tanıdık bir
sese duyulan hasret, sürekli zihinleri kurcalıyor… Her biri belki de hiçbir
zaman oturamayacakları evleri, yurtları yapıyorlar ama bu evlere hep
uzaktan bakmakla yetiniyorlar.
“Dünyaya bir daha gelsem yine inşaat işçisi olurdum.”
Yirmi
Sekiz yıldır inşaatlarda çalışan Cevat abi inşaat işçiliğine okuyamadığından
dolayı başladığını söylüyor. Aslen Gümüşhaneli olan Cevat abi; mevsimlik işçi
olarak çalışıyor. 6 ay boyunca; ya arkadaşlarıyla tuttukları bekar evinde ya da
inşaata yakın yerlerde kendi yaptıkları barakalarda kalıyorlar. Cevat abi; çalıştıkları işin çok yorucu
olduğunu ve bu yüzden de sosyal aktivitelerinin olmadığını, daha değişik şeyler
yapmak istediğini fakat imkanının el vermediğini söylüyor. İş dönüşünde ne
yaptığını sorduğumuzda gülerek internet kafe de Facebook’ta takıldığını
söylüyor. Cevat abi. Güler yüzüne rağmen sıkıntılarının çok küçük bir kısmını
bizimle paylaşıyor. Bir yandan evinden ailesinden uzak olması, bir yandan da
tek oğluyla arasının kötü olmasından dert yanıyor..
‘’İlkokul
5. sınıftan çıkıp, belime bir keser alıp inşaatlara çıktım.’’
Enver
abi Cevat abinin kayınbiraderi. Aynı evi paylaşıyorlar. O da mevsimlik
çalışıyor. Enver abi şu an 49 yaşında.
İlkokul 5. sınıftan beri yani 37 yıldır inşaat işçiliği yapıyor. Daha o küçük yaşında 5 kişilik ailesinin yükünü omuzlarına
almış Enver abi… Yaşıtları oyun oynayıp
eğlenirken her zaman imrenmiş, oyun
oynamak istemiş ama küçük yaşta aldığı sorumluluk için fedakarlık etmek zorunda kalmış. Enver abi de
çalıştığı işte çok mutlu. ‘’İnsan’ın ustası olduğu işleri yapması bence daha
keyifli diyor .İşten sonra ne yapıyorsun diye sorduğumuzda; ‘’Ben öyle Cevat gibi internet kafede takılmıyorum,
gurbette kahvehaneye gitmiyorum .‘’ diyor.
‘’Bu iş çok yorucu.’’ diyerek devam ediyor sözlerine . ‘’yaşınız ilerledikten sonra bazı işleri yaparken daha
çok yoruluyorsunuz.’’ Diyerek durumu hakkında dert yanıyor.
Enver
abinin de en büyük derdi ailesine
duyduğu hasret . ‘’Gurbette ailemden
ayrı altı ay bir
asır gibi geliyor sanki ‘’ diyerek aile hasretini en samimi duygularıyla
bizimle paylaşıyor. Aldığı ücrete de; ‘’Hamd
olsun ki yetiyor .’’ diyor. Enver abi ile sohbet ettikten sonra kepçe operatörü
olan Himmet abi Yanımıza geliyor . Ve onunla sohbet etmeye başlıyoruz. Amacımıza ulaşmıştık, istediğimizi almıştık ama himmet abiyle de konuşmadan edemedik.
Himmet abi yaklaşık 12 yıldır kepçe operatörlüğü yapıyor. Çok esprili bir insan, sorduğumuz soruların hepsine esprili bir şekilde yanıt verdi. Bu işe nasıl başladığını soruyoruz ve esprili bir şekilde ‘’yağcılık’’ diyor. İş dönüşü yerinden kalkacak halinin olmadığını yattığı yerden kalkamadığını söylüyor. Yine aynı şekilde evli misin diye sorduğumuz soruya komik bir cevap alıyoruz; ‘’Evliyim ama; hanımla yazın kanka gibi oluyoruz. Kışın ise karı koca oluyoruz.’’ Diyerek yüzümüzde hafif bir tebessüm oluşturuyor. Bunun nedenini de çok yorulmasına bağlıyor. Himmet abiye aldığı maaşın yetip yetmediğini, kepçe kullanmanın zor mu kolay mı olduğunu sorduğumuzda ‘’Allaha şükürler olsun ki yetiyor.’’ diyor. Kepçenin kullanmanın zorluğu ve ya kolaylığı hakkında da; ‘’Öğrenene kadar zor, öğrendikten sonra kolay.’’diyor.
Bu
sefer kiralık ev bulamayan Enver abi ve Cevdet abi; inşaat alanı içerisinde
diğer işçilerle birlikte kalacakları barakayı tamamlamak için çalışıyorlar.
Cevdet abi; ‘’Şu an sadece biz çalışıyoruz barakayı yapmak için, bundan dolayı
çok yoruluyoruz. İnşallah temel kazılıp inşaata başladıktan sonra
rahatlayacağız.’’ diyor. Barakalarının inşaatı bitene kadar başka inşaatlarda
diğer işçilerle birlikte kaldıklarını söylüyorlar. Gurbetin tüm acımasızlığına
rağmen var güçleriyle çalışıyorlar ve geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar.
Ailelerinden ayrı kalsalar da bir gün tekrar bir araya geleceklerini
biliyorlar.
Usta, gurbet zor değil mi ?- FOTORÖPORTAJ