26 Haziran 2013 Çarşamba
İlk Baharda Fotoğraf Nasıl Çekilir?
İlkbahar o bütün neşesi ve çoşkusuyla geldi. Fotoğraf makinalarıyla bu güzel mevsimi fotoğraflamak için sabırsızlanıyorsunuz. İşte en iyi ilkbahar fotoğraflarını çekmek isteyenler için 7 ipucu
1. YÜRÜMEYE HAZIR OLUN
Arabayı falan unutun. Sırtçantanızı omuzladığınız gibi yollara düşün. Çantanıza ekipmanınızı ve sizin için gerekli şeyleri koymayı unutmayın. En güzel ilkbahar fotoğrafları kırlarda dolaşılırken çekilir
2. NE OLURSA OLSUN YANINIZA MAKRO LENSİNİZİ ALIN
İlkbahar bütün doğanın uyandığı mevsimdir. Çiçekler,kelebekler,böcekler,yağmur damlaları. Bunların hepsini daha yakından çekmek isteyeceksiniz. O yüzden makro lensinizi almayı unutmayın. eğer yoksa close up lenste olabilir. Hiç biri yoksa makro çekimler konusunu biraz çalışın
3. RENK KONTRASTLARINI KULLANIN
Özellikle böyle baharın yeni başladığı günlerde şehirden biraz daha uzaktaki doğada gezerken kıştan kalma görüntülerle bahar renklerinin birbirine karıştığı kareler yakalamaya çalışın. Bu tarz fotoğraflar çok etkileyicidir
4. YAĞMUR HARİKA OLUR
Bahar günü yağan yağmur harika fırsatlar yaratır. Dallardaki su damlaları, bulutlu gökyüzü veya yağmur sonrası açmış gökyüzündeki gökkuşağı bu tarz fırsatlardır. özellikle yağmur sonrası açan güneşteki ışık oyunlarına dikkat edin
5. İNSANLARI FOTOĞRAFLAYIN
Baharın insan ruhu üzerindeki etkileri tartışmasızdır. Dışarı çıkın insanları gözlemleyin. Çimlere oturmuş çiftler, torununa bisiklet bindiren dede, yağmurdan kaçan insanlar
6. YERE YAKIN ÇEKİM AÇILARI KULLANIN
Böceklerin gözündenmiş gibi yapılan çekimler çok ilgi çekici olabilir. Rutin dışına çıkılan açılar her zaman fotoğraflarınıza renk katacaktır
7. GÖLGELERE DİKKAT EDİN
Güneş kışa oranla daha yukarıdadır ve bu da gölgelerin kısalmasına yol açar. Çekimlerinizde bu gölgeleri kullanmaya çalışın
Kaynak: http://www.kolayfotograf.net/2013/04/ilkbaharda-fotograf-nasil-cekilir.html#ixzz2XLb1nGH8
Posted in ilk bahar , ilkbaharda nasıl fotoğraf çekilir
“Geldi, aldı, götürdü. Oynadı, oynadı getirdi”
“Geldi, aldı, götürdü. Oynadı, oynadı getirdi”
Sefa SARGIN
“İki kişi çalışıyorsa iki kişi okuyor”
“Oyuncaklar bağış yolu ile geliyor”
Bağlantı noktaları ve gezici Oyuncak Kütüphanesi
Posted in ab bakanlığı , ankara , kalpankara , oyuncak kütüphanesi
Photoshop CS4'te İmza Ekleme
Photoshop CS4'te İmza Ekleme
Photoshop CS4'te fotoğraflara imza eklemek için öncelikle bir dropplet oluşturmak gerekiyor. Dropplet oluşturduktan sonra fotoğraflarınıza kolayca imza ekleyebileceksiniz.
-Dropplet oluşturmak için öncelikle Action oluşturmanız gerekiyor. Bunun için de klavyenizden ALT+F9 Tuşlarına basıp Action Panelinin görünür olmasını sağlayın. Panelin altında 'Create New Action butonuna basarak Action'a bir isim vererek 'Record' butonuna tıklayın.
-Daha sonra araç kutusundan Type Tool aracını seçerek imza metninizi giriniz. Yazıyı yazdıktan sonra CTRL+A tuşlarına basarak tüm yazıyı seçip, yazıyı özelleştirebilirsiniz.
-Ayarlamaları ve özelleştirmeleri yaptıktan sonra Layers paneline dönerek imzanızın duracağı yeri ayarlayın. Daha sonra CTRL+T tuşlarına basarak metnin şeklini değiştirebilirsiniz.
-Layers panelindeki imza layerinin üzerine sağ tuçu tıklayıp Blending Options yazısına tıklayım yazınıza efekt verebilirsiniz.
-File/Save As diyerek fotoğrafınızı yeni bir klasör açıp oraya kaydedin.
-Tekrar ALT+F9 yaparak Action'u durdurun.
-İmzanızı Dropplet haline getirmek için ise Fİle/Automate/ Create Dropplet seçeneğine tıklayın.
-Choose'den kaydetmek istediğiniz yeri seçin ve dropplete isim verim Save butonuna tıklayın.
-Photoshop'u simge durumunda küçültüp İmza eklemek istediğiniz tüm resimleri bu kaydettiğiniz Droppletin üzerine sürükleyip bırakın.
-Ve tüm fotoğraflara ayarladığımız imzalar eklenmiş oldu.
Posted in imza , photoshop imza , photoshopta imza , photoshopta imza nasıl eklenir
Adobe Photoshop CC yeni araç ve özelliklerle kullanıma açıldı
* Kaliteli baskı alabilmek için düşük çözünürlüklü fotoğraflar için ayrıntı ve netliği koruyarak ‘akıllı üst örnekleme’ özelliği geliştirilmiş.
* Daha önce Photoshop Extended’da bulunan 3B düzenleme ve görüntü analizi araçları da Photoshop CC’a eklenmiş.
* Photoshop CC ile direkt olarak portfolyo paylaşım sitesi Behance‘e fotoğraflarınızı gönderebiliyorsunuz.
Posted in adobe photoshop CC , photoshop , photoshop creative cloud
Makro Fotoğraflar
Macro aşı fotoğrafçıların en popüler nesneleri arasında çiçekler, yaprakların üstünde uğur böcekleri, arılar ve doğada hergün meydana gelen ancak bizim dikkat bile etmediğimiz diğer unsurlar yer alıyor. Macro fotoğrafın cazip kılan şeylerden biride çıplak gözle göremediğimiz detayları göstermesidir.
Posted in makro , makro fotoğraf nasıl çekilir
Yıldız Pozlama/ Yıldız Fotoğrafı
Fotoğraf normalde göremediğimiz şeyleri, doğal olayları yavaşlatılmış halde görmek ve uzun pozlama yapmak her zaman ilgi çekici olmuştur. Bu farklı fotoğraf türlerinden bir tanesi de yıldız pozlamadır.
Yıldız pozlamak, ileri çekim teknikleri arasında fotoğrafa yeni başlayan en çok ilgisini çeken fotoğraf tekniklerinden birisidir. Çok zor olduğu düşünülüyor fakat zor değil.
Ne Lazım?
Nasıl Pozlama yaparsınız?
Posted in yıldız , yıldız fotoğrafı , yıldız pozlama
Uzun Pozlama
-Uzun pozlama için mutlaka tripod kullanmalısınız eğer böyle bir imkanınız yoksa makineyi herhangi bir yere sabitlemelisiniz.
-Uzaktan kumanda kullanmanız fotoğrafın netliği bakımından faydalı olacaktır.
-En iyi sonucu hafif karanlık ortamlarda alırsınız.
Uzun Pozlama Nasıl Yapılır?
Posted in uzun pozlama , uzun pozlama nasıl yapılır
23 Haziran 2013 Pazar
HDR Fotoğraf Nasıl Çekilir?
HDR Fotoğraf Nasıl Çekilir?
HDR fotoğraflarda mutlaka hareketsiz nesneler olmalıdır. HDR 3 veya daha fazla karenin özel bir programla birleştirilmesi sonucu oluşturulmaktadır.Tek kareden de RAW olmak şartıyla HDR yapılabilir. Standard olan 3 kare ile HDR yapmaktır. 3 kare -2 , 0 , +2 pozlama değerine göre alınır. Işığın şiddetine ve karanlık yüzeylerin algılanabilmesine göre birer stop ? veya + pozlama ilaveleriyle çekim devam ettirilir. HDR fotoğraf çekiminde şu hususlara dikkat edilmelidir.1) Tripod kurulur ve makina üzerine sabitlenir
2) Kablo deklanşör veya kumanda hazır hale getirilir
3) Ortamın ışığına göre enstantane ve duruma göre diyafram ayarı yapılır. ( Diyafram her ayrıntıyı net almak istersek rakamsal olarak yüksek değere alınır, belirli bir noktayı net diğerlerini flu yapmak için ise rakamsal olarak düşük bir değer alınır.)
4) Otomatik netleme yapılır ve makina Manuel netlemeye alınır. ( Manuel netleme yapmayan makinalar ototomatik ayarı kullanmaya devam etsin.)
5) HDR nin baş derdi noise olduğu için ISO mümkün olan endüşük değere alınır.( ISO 100 gibi)
6) Bracket kontol olan makinalarda -2 , 0 , +2 pozlama yapacak şekilde 3?lü Bracket?e alınır ve 3 kare çekim peşpeşe gerçekleştirilir.
7) Bracketsiz çekimde enstantane el ile ayarlanır. İlk kare 0 (sıfır) pozlamada, diğer iki kare -2 ve +2 poz değerinde çekilir.
Posted in HDR , hdr fotoğraf , hdr nasıl çekilir , high dynamic range
21 Haziran 2013 Cuma
Usta, gurbet zor değil mi ?- FOTORÖPORTAJ
“Dünyaya bir daha gelsem yine inşaat işçisi olurdum.”
Himmet abi yaklaşık 12 yıldır kepçe operatörlüğü yapıyor. Çok esprili bir insan, sorduğumuz soruların hepsine esprili bir şekilde yanıt verdi. Bu işe nasıl başladığını soruyoruz ve esprili bir şekilde ‘’yağcılık’’ diyor. İş dönüşü yerinden kalkacak halinin olmadığını yattığı yerden kalkamadığını söylüyor. Yine aynı şekilde evli misin diye sorduğumuz soruya komik bir cevap alıyoruz; ‘’Evliyim ama; hanımla yazın kanka gibi oluyoruz. Kışın ise karı koca oluyoruz.’’ Diyerek yüzümüzde hafif bir tebessüm oluşturuyor. Bunun nedenini de çok yorulmasına bağlıyor. Himmet abiye aldığı maaşın yetip yetmediğini, kepçe kullanmanın zor mu kolay mı olduğunu sorduğumuzda ‘’Allaha şükürler olsun ki yetiyor.’’ diyor. Kepçenin kullanmanın zorluğu ve ya kolaylığı hakkında da; ‘’Öğrenene kadar zor, öğrendikten sonra kolay.’’diyor.
Posted in can bayrak , gurbetçi , gümüşhane , inşaat işçisi , sefa sargın , usta gurbet zor değil mi
13 Haziran 2013 Perşembe
İstanbul’un en 'havalı' fotoğrafı belli oldu
Posted in fotoğraf , istanbul , istanbulun en havalı fotoğrafları
10 Haziran 2013 Pazartesi
Yemek Sitelerine genel bakış
Yemek tariflerine ulaşmak çok kolay. Google arama motoruna yemek ile ilgili ne yazarsanız listeleneceğinden emin olabilirsiniz.
Posted in çorba , hanımlara yemek tarifleri , tarifler , tatlı , yemek siteleri , yemek tarifleri , yemekler
8 Haziran 2013 Cumartesi
Gökşin Sipahioğlu Kimdir?
Gökşin Sipahioğlu |
. -Nereden nereye geldiniz 30 yıl içerisinde?
Sipahioğlu -En önemli aşamayı galiba 1989’da şimdi bulunduğumuz binaya gelerek yaptık. Bin metrekarelik bir binadan buraya 6 bin metrekarelik yere geldik. Büyük yatırım yaptık. O sırada Asil Nadir ortak oldu. Ama durumunun bozulmasıyla işbirliği sona erdi. 1969’da ajansı ilk kurduğumuzda ise gerekli olan 20 bin frankı bile büyük zorlukla Ermeni dostum Tosunyan’dan borç bulmuştum. İlk aşama Rue de Berri’deki 270 metrekarelik binaydı. İkinci hamle Rue Roquepine’deki büroydu. Bin metrekareydi orası. O zaman Sygma ve Gamma’dan sonra üçüncü ajanstık. İlk laboratuvarı orada kurduk.
BİLL GATES’DEN TEKLİF
. -En güç dönem hangisiydi?
Sipahioğlu -1978-89 arasında 11 sene orada kaldık. En güç dönem 78-81 arasıydı. Yatırım yapmıştık. Ödememiz gerekti. Buraya geldiğimizde gene üçüncü büyük ajanstık. 1991 Körfez Savaşı bizim için çok başarılı olmamıza imkan verdi. Birçok özel fotoğrafı sadece biz yayınladık. Ama petrol krizi başlayınca burada da kriz oldu. Güç durumda kaldık. Bu dönemi nasıl atlattığıma hâlâ şaşırıyorum. Diğer ajanslar da aynı sıkıntıdaydı. 1995’ten sonra para kazanmaya başladık.
. -Nasıl oldu bu?
Sipahioğlu -Biz kazanırken rakipler para kaybetmeye başladı. 1995’ten sonra hep başarılı olduk. Bu sene büyük teknolojik yatırım yapmak zorunda kaldık. Bu da tabii çok masraflı oldu. Ama şimdi bir numaralı ajans olduk. Gamma’yı beş senedir geçtik. Sygma satıldı Amerikalılar’a. Bill Gates önce bizi almak istedi. Ben satmayınca Sygma’yı aldı.
. -Bilgisayarcı Bill Gates neden bu işe girdi?
Sipahioğlu -Bana Bill Gates 22 milyon dolar teklif etti. Bundan on sene önce fotoğrafın değerini ilk anlayan adamdır. Televizyonları bilgisayar haline getirip onları “basılabilir” hale getiriyor. İstediğin anda düğmeye basıp gazete çıkarabilecek teknoloji geliştiriyor. On sene evvel UPI ajansını satın aldı. ABD ve İngiltere’de çok tanınmış arşivleri satın aldı. Bir milyar dolar yatırdı. Son aşamada aktüalite yapan bir ajansa ihtiyaç hissetti.
. -Neden anlaşamadınız?
Sipahioğlu -Ajansın tamamını, yüzde yüzünü almak istedi. Bana da en fazla iki sene yöneticilik veriyordu. Ben reddettim. Gety de beş senedir bu işin içinde. Gamma Liason’u satın aldı. İmage Bank’ı aldı 180 milyon dolar harcadı. Fotoğraf pazarı onların elinde şimdi. Serbest kalan tek ajans Sipa.
. -İki sene sonra emekli olmak istemez miydin?
Sipahioğlu -Benim bünyemde yok o. Gazeteci, yazar, ressam emekli olamaz. Emekli olsam ne yaparım? Hayatım burada geçiyor. Sabah 08.00’de gelip akşam 20.00’ye kadar buradayım. Haftanın 7 günü böyle.
. -Şu son 30 yıllık dönemde Türkiye’yi dışardan nasıl gördün?
Sipahioğlu -Problemler hiç bitmedi. Önce Ermeni problemi vardı. 1974’te başladı. Bu bitti mi? Zannetmem. Yedekte tutuyorlar gibi. Fransa Meclisinden geçen karar Senato’da bekliyor. Ermeni konusu Fransa’da 400-500 bin oy demek. Önemli bu. Sonra Kürt meselesi ortaya çıktı. Şimdi bu Öcalan meselesi halini aldı. Lehimize tek lobi yahudi lobisi olabilir ama onu da tam ele geçiremedik. O konuyu gerektiği gibi işleyemedik.
ÇOK ÖNEMLİ UNSURLAR
. -Ne yapabilirdik?
Sipahioğlu -1956’da İsrail’e gitmiştim. Ben Zibit ilk cumhurbaşkanıydı. Mülakat yaparken bana “Biliyor musunuz senede bir defa sizin için dua ediyorum” demiş ve 500 sene önce İspanya ve Avrupa’dan kovulan yahudilere Osmanlılar’ın nasıl kapılarını açtıklarını anlatmıştı. Bunu bilmiyorduk. Başkalarına da anlatamadık tabii. 2. Dünya Savaşı sırasında Paris’teki Türk sefareti, bin 200 yahudiye Türk pasaportu vererek kamplara gönderilmesine mani olmuş. Bunu da bir yahudi profesör araştırıp ortaya çıkarmış. Bunlar kullanılmadı. Çok önemli unsurlar bunlar. Kendimizi tanıtmayı hiç bilmiyoruz.
. -Neden yapamıyoruz acaba?
Sipahioğlu -Bir eksikliğimiz var ama temelini araştırıp bulmak ve çözmek gerek. Galiba karakterimize bağlı bu. Çağlayangil bir gün bana buradaki Büyükelçi Orhan Eralp’in kendisine bir yazı yazıp “Sipa’nın bize tanıtım konusunda yararı olmaz. En iyi tanıtımı ben yaparım” dediğini söylemiş. Turizm ataşemiz, mesela buraya on gün önce geldi. Şimdi öğreniyorum görevi bitmiş Türkiye’ye dönüyormuş. Paris basın ataşesi de ilk defa geçen gün geldi. Ama Mukadder Sezgin zamanında böyle değildi. İşini çok iyi biliyordu. Reklam ajanslarının bile bir basın ajansına ihtiyacı var.
YARIM KALAN RÖPORTAJ
. -Türkiye’nin dünyaya tanıtılacak çok yönü var. Bunları kullanıyor musun?
Sipahioğlu -Bak bir son örnek vereyim. Hıristiyanlık yılı 2000 röportajları yayınları yapılıyor. Geçen ağustos ayında Süryaniler’le ilgili bir konu vardı. Çekip bütün dünyaya yaymak istedik. Düyanın en büyük magazinleri satın aldı. Onlara hazırlıyorduk. Hıristiyanlık dünyasında Türkiye’nin bulunmamasının eksiklik olacağını düşündüm. Türk makamlarından gerekli izni aldık. “Hiç merak etmeyin” dediler. Çok tanınmış bir fotoğrafçı yolladım. 15 Ağustos’ta tam Süryani merasimini çekerken Mardin’de onu yakaladılar. Kültür Bakanlığ’nın haberi vardı.
. -Çekemedi mi?
Sipahioğlu -Valiye telefon edildi. Ama adamı 3 gün otelde gözaltında tututlar. Filmlerini aldılar. Sonunda sadece 3 film verip “Haydi git çek fotoğraf” demişler. 200 filmi vardı çekecek. Röportaj yapılamadı. Turizm Bakanı ise aynı günlerde “Türkiye’nin umudu inanç turizminde” diye demeç veriyordu. Dedim ya tanıtımı hiç bilmiyoruz. Hatırlamıyorum ki Türkiye’den teklif gelsin: “Gelin şu önemli konuyu çekin, işleyin” desinler. Papa ilk defa gelip Efes’te dua edeceği zaman içeri ben kavga ederek girip iki resim çekebildim. Şimdi Türkiye’nin elindeki iki kare resim benim zorla çektiğim resimlerdir. Her yerde bunlar kullanılıyor. Diyorum ya Türkiye bu konuyu hiç bilmiyor.
. -Bu konuda yapılması gereken en önemli şey ne?
Sipahioğlu -Önce Türkiye’yi dışta gerçekten temsil edebilecek, dil bilen belli seviyede kültürleri olan kimseler dışarda görevlendirilmeli.
Ara Güler Kimdir?
Posted in gökşin sipahioğlu , sipahioğlu gökşin
Ara Güler Kimdir?
Ara Güler |
Gökşin Sipahioğlu Kimdir?
Posted in ara güler
6 Haziran 2013 Perşembe
Fotograf Makinesi Seçimi
Film formatı olarak 35mm. den daha küçük filmleri kullanan makineler, amatör olarak sınıflandırılır.
Film format daha büyük olanlar ise profesyonel olarak sınıflandırılırlar.
Bu gün piyasada çok çeşitli fotoğraf makineleri kullanılmaktadır.
- Kompakt makineler,
- Tek objektifli refleks (SLR-Single Lens Reflex) makineler
- Vizörlü makineler
- Çift objektifli refleks makineler
- Büyük formatlı makineler.
Günümüzde sayısal görüntü alan makinelere ( DSLR-Digital Single Lens Reflex) yönelim çoğalmıştır.
SEÇİM 1- PİKSEL
Makinemizi baskı yapacağımız fotograf boyutuna göre seçeceğiz.
Piksel, dijital bir görüntü üzerindeki ışık ve renk bilgisini saklayan en küçük birimlerdir. Dijital görüntüyü oluşturan en küçük parça pikseldir Piksel iki kelimenin kısaltılmasıdır: “Picture Element”. Dijital bir fotoğraf milyonlarca pikselin birleşmesiyle oluşur. Her piksel dijital ortamda sayılarla ifade edilir, bu sayılar her pikselin rengini belirler. Rengin ne kadar doğrulukla tarif edildiği pikselin renk derinliği “color depth” veya bit sayısı belirler. Bit sayısı arttıkça dijital fotoğraf makinesinin kaydedebildiği renk sayısı da dolaylı olarak artar.
Gerçekte piksellerin sabit bir boyutu yoktur. Sadece genel bir tarif için, bir santimetre kare veya bir inç içerisindeki toplam piksel sayısını söylemek gerekir.
Dijital dünyada bu ppi “piksel per inch” olarak ifade edilir. Ppi bilgisayar ekranı, dijital fotoğraf makinesi, tarayıcı gibi görüntüyü kaydeden veya monitör gibi dış dünyaya sergileyen cihazlardaki ölçü birimidir.
Dpi ise baskı dünyasının ölçü birimi olup baskının bir inç yatay ve dikey mesafede bulunan (dot) nokta sayısını gösterir. Fotoğrafın basılacağı ortama göre yani fotoğraf laboratuarı, matbaa, ink-jet baskı veya diğer bir yöntem için gereken dpi sayısı değişir. Fotoğraf laboratuarında veya yüksek kaliteli ofset baskılar için görüntünün 300 ppi olması gerekir.
BASİT BİR YOL: Çözünürlüğü 70 e bölünce, bastırılacak fotografın en büyük boyutunu bulabiliriz.
Örnek: 1024 : 70 = 14....768 : 70 : 10 yani 1024x768 çözünürlüğü olan bir fotograftan en yüksek 10x13cm baskı alabiliriz.
640 x 480 = 307.200 1600 x 1200 = 2.1 milyon 2560 x 1920 = 5.0 milyon
1024 x 768 = 786.432 2048 x 1535 = 3.1 milyon 3024 x 2016 = 6.0 milyon
1280 x 960 = 1.3 milyon 2272 x 1704 = 4.1 milyon 4256 x 2848 = 12.1 milyon
Piksel sayısı çok olan makineler daha kaliteli fotograf verecektir. Ama neden piksel sayısı fazladır? Örneğin 6mp bir kompakt makinenin algılayıcısı, yine 6mp. bir DSLR makinenin full frame algılayıcısından daha küçüktür.
İşte iyi baskı almak için ölçü, piksel değil, görüntünün düştüğü algılayıcının büyük oluşudur. Büyük algılayıcı daha çok sayıda piksel barındırdığı için, o denli doğru okuyan noktacıklar daha doğru baskı verecektir.
Birde, büyük algılayıcıların (full frame ) pikselleri de daha büyüktür. Haliyle çekim sırasında üzerlerine düşen ışık miktarı da fazla olacağından, daha kaliteli fotograf verecektir.
Ama aynı piksel sayısı ile (6mp) daha büyük boyutlu fotograf (digital zoom) işlenmemeli ve basmamalıdır. Fazla pikselleri makine tamamlayacağı için dağılacaktır ve fotograf bozulacaktır.
Bazı programlar ile fotografa yapılan işlemler, bu kapsamda düşünülmemelidir.
SEÇİM 2- OPTİK SİSTEM
Optik sistemin kalitesi konusunda bütün fotoğraf makineleri için geçerli olan kurallar burada da geçerlidir. Örneğin objektifteki lenslerin camdan yapılmış ve kesimi kaliteli olması gereklidir. Birçok dijital makine amatörler için üretildiği için optik kalite ikinci plana atılmıştır. Örneğin filtre takılabilmesi için gerekli parçaları yoktur. Ayrıca dijital makinenizin diyafram ve enstantane ayarlarının tamamının elle veya otomatik olarak yapılabilmesi gereklidir.
Kaliteli dijital makinelerin çoğu SLR tipinde üretilmektedir. Böylece DSLR makinelerin yarattığı kolaylıklardan siz de yararlanabilirsiniz. Örneğin lens değişimi kolaydır. Dijital makinenin arkasında LCD görüntü penceresi olmalıdır. Bununla fotoğraf çekerken çerçeve ayarı yapabilir veya çektiğiniz fotoğrafları izleyebilirsiniz. Daha iyisi ayrıca göz için de bir bakaç olmalıdır. Bununla da aydınlık ortamlarda daha kesin çerçeve yapabilirsiniz. Bakaç ve LCD ekrandan gördüğünüz görüntünün çektiğiniz fotoğraf ile %100'e yakın oranda çakışması gereklidir (paralaks hatası olmamalıdır).
Bakaç, içine bakıldığında makinenin yönetim birimlerini okuyabilir ve makinenizi yönetebilirsiniz.
SEÇİM 3- IŞIĞA DUYARLI YONGALAR
Işığa duyar yongaların dijital makinelerde kullanılan iki tipi vardır.
CMOS adlı tip çoğu üreticiler tarafından dijital makinelerde kullanılır. Bu yonganın yapısı basit, kullandığı enerji az (pilleriniz daha uzun ömürlü olacaktır) ve ucuzdur. Fakat belki de daha yeni bir teknoloji kullanıldığından bu yonganın yarattığı fotoğrafların daha kalitesiz olma olasılığı fazladır. Bu fotoğrafların özellikle parazit oranı çok yüksektir.
CCD denilen ikinci tip ise daha sınırlı sayıda dijital fotoğraf makinesinde kullanılır. Bu yongalarda eskiden beri bilinen bir teknoloji kullanılır ve genel olarak daha iyi fotoğraflar elde edilmektedir. CCD tipi yongalar daha çok amatör makinelerde kullanılır, fakat giderek daha kaliteli makinelerde de kullanılmaya başlamıştır. Kullanılan yonga tipi ne olursa olsun dijital fotoğraf makinesinin çektiği fotoğrafları görüp karar vermek daha uygun olacaktır. Bu kararı vermek için başka kullanıcılara (özellikle profesyonellere) fikirlerini sormanızı veya daha kolayı internete başvurmanızı öneririz. İnternette birçok dijital fotoğraf makinesi değerlendiren site vardır. Bunlardan adresli siteyi hem içerik olarak geniş hem de objektif bir bilgi kaynağı olduğundan önerebiliriz. İnternette fotoğraf makinesi reklamları arasında kaybolmayın. Pratik kullanım sırasında, gördüğünüz tanıtımlarda gösterilen fotoğraflara ve anlatılan bazı teknik özelliklere bakılarak alınan bir dijital makine ile elde ettiğiniz sonuçlar kötü olabilir.
Bu konuyu biraz daha açalım:
Dıgıtal Algılayıcı Boyutları
Dijital algılayıcıların farklı tipleri kullanılıyor. Digital fotograf makineleri satılırken kaç MP (milyon piksel) oldukları söylenir ya da sorulur. Ama algılayıcı boyutunu konuşmak gerekir. Kullanıcı diyebilir ki; 500ytl ve 12 mpiksellik makine yerine, neden aynı mpiksel olan bir makineye 2000$ ödeyeyim. Öyleyse algılayıcı boyutları hakkında bilgimiz olmalı.
Dijital görüntüyü oluşturan en küçük birim pikseldir ve sayılarla anlatılır. “color depth” veya bit sayısı ise, pikselin renk derinliğidir. Her pikselin renginin ne kadar doğrulukla anlatıldığını belirler. Bit sayısı arttıkça kaydedebilen renk sayısı da dolaylı olarak artar.
Kompakt ile DSLR arasında kalmak
Kompakt ile DSLR makineler arasındaki fark nedir? Kısaca, algılayıcı farkıdır. Yani fotograf çekildiğinde üzerine kaydedilen elemanın büyüklüğü farklıdır. 10 mpiksel kompakt makine ile yine 10 mpiksel full frame algılayıcısı olan DSLR aynı çözünürlükte gibi gözükse de, DSLR full frame algılayıcısının yüzeyi daha büyük olduğundan, pikselleri de daha büyüktür. Haliyle üretilen işin kalitesi de yüksek olacaktır. Gerisi alıcıya kalmıştır.
Dinamik aralık, bir pikselin tam beyaz ile tam siyah arasında kaydedebildiği ton sayısıdır. Full frame, sensor boyutunun 24x36mm film boyutuyla aynı olması demektir. Full frame algılayıcılarında dinamik aralık daha geniştir. Bu durumda açık tonlardan koyu tonlara keskin geçişlerde ya da renk tonlarında daha doğru sonuçlar elde etmemizi sağlar.
CCD veya CMOS, bildiğimiz elektronik devreler gibidir, sürekli kullanılan elektronik film görevi görürler. Bu cihazların üzerinde, en az cihazın çözünürlüğü kadar sensör/devre vardır ve bu devreler, o noktaya düşen ışığı piksel cinsinden dijital ortama yansıtırlar. Örneklersek, 5MP bir dijital fotoğraf makinesi üzerinde, 2560 x 1920 yani yaklaşık 5 milyon adet mini sensör bulunur. CCD veya CMOS algılayıcılar büyük boyutlu silikon plakalardan kesilerek üretilir. CCD daha kaliteli bilinir. Ancak günümüz teknolojisi bu farkı ortadan kaldırmış görünmektedir.
CCD CMOS
Çok hassas Az hassas
Loş ışıkta iyi resim Parlak ışıkta iyi resim
Pahalı Ucuz
Dayanıksız Dayanıklı
Çarpan Faktörü ve Etkisi bizi nasıl etkiler?
- Nikon 1.5X
- Pentax 1.53X
- Canon 1.6X
Nikon D300 1.5x çarpan faktörü olan makinedir. 24mm geniş açı objektifi Nikon D300 ile kullandığınızda 24x1.5=36mm olacaktır. Yani makinenin görüş açısı 1,5 eksildi-daraldı. Daha geniş açılı objektif kullanılarak 24mm. açısı elde edilebilir. Ama kalite kaybı olunca da, kayıpsız objektife yönelenler için pahalı çözümler olacaktır.
Uzun odaklı objektifi olan 300mm. bir objektifle çalışılınca yararı da vardır. Yani 300mmx 1.5=450mm ye yükselmesi doğa fotografçıları için sevindirici olmalı.
Küçük algılayıcıların objektifleri de küçük boyutlu olur. Ağır objektif taşıması zor gelenlerin tercihi olabilir.
SEÇİM 4-BELLEK YONGALARI
Dijital makinenizin olabildiği kadar büyük bir belleği ve bu belleğin çıkarılabilir tipte olması gereklidir. Bazı ucuz makineler yerleşik bir bellek kullanırlar ve bu çok sakıncaları olan bir özelliktir. Böylece belleğiniz her bittiğinde bilgisayarınızın yanına gitmeniz gerekir, örneğin bir tatildeyseniz bu olanaksız olacaktır.
Dijital makineler tarafından çok çeşitli bellek yongası tipleri kullanılmaktadır. Bazı tip bellek yongalarının yüksek hacimlileri yoktur bazılarının ise fiyatı çok fazladır. Örneğin SD Card denilen tiplerin fiyatları ucuzdur fakat bunlar üzerinde çalışan fazla üretici yoktur ve piyasada satılan modellerin hacimleri de fazla değildir. Sony'nin ürettiği ve şu anda sadece Sony dijital makinelerinde kullanılan Memorystick adlı bellek yongalarının ise fiyatları çok fazladır. Zamanımızda en ucuz, en çok kullanılan ve en çok seçeneği olan bellek yongası tipi Compact Flash (CF) tipidir ve böylece bu tip yongaları kullanan bir dijital makineyi seçmeniz daha uygun olacaktır.
SEÇİM 5- KULLANIM KOLAYLIĞI
Bir diğer kriter her dijital alette olduğu gibi kullanım kolaylığıdır. Makinenin kullanma kılavuzunu internette üretici firmanın sitesinden indirin veya satıcıdan isteyin. Burada okuduklarınıza bakarak makinenin size uygun olup olmadığına karar verebilirsiniz. Ne yazık ki teknoloji ile arası iyi olmayanlar dijital makineleri kullanırken zorluk çekebilirler. Bu tip makinelerin üzerinde geleneksel makinelere göre daha fazla ayar düğmesi olacaktır. Bir heves aldığınız makinenizin bu nedenle bir süre sonra bir dolap rafında unutulması işten bile değildir.
SEÇİM 6- BAĞLANTI SEÇENEKLERİ
Dijital fotoğraf makinelerinin bilgisayar, televizyon veya projeksiyon cihazları gibi araçlara bağlantı seçenekleri de çok önemlidir. Bilgisayara bağlanırken bazı makineler infrared bazıları seri port veya yeni çıkanların çoğunluğu USB portları kullanırlar. USB portu kullanımı ile fotoğrafları bilgisayara çok hızlı bir biçimde aktarmak olanaklı olur. Bu yüzden USB portu ile aktarım yapan dijital makineleri tercih etmelisiniz. Evinizdeki bilgisayarda mutlaka USB bağlantı sistemi bulunmalıdır. USB port dışındaki aktarma seçeneklerinde fotoğrafların bilgisayara aktarımı saatler alabilir.
SEÇİM 7- GÜÇ KAYNAĞI
Seçtiğiniz makinenin güç kaynağı olarak şarj edilebilir pil kullanması ve bu pillerin cep telefonlarında olduğu gibi Li-Ion (Lityum İyon) tipinde olması gereklidir. Dijital makineler çok enerji tüketen aletlerdir, Li-Ion pil kullanan bir makine alırsanız uzun süre kullanma ve istediğiniz her zaman şarj etme olanağınız olur. Ne yazık ki özellikle ucuz ve eski modellerde enerji kaynağı olarak alkalin piller kullanılmaktadır. Bunların yarattığı harcamalar zaman içinde çok fazla olacaktır.
SEÇİM 8- SERVİS
Bir başka kriter olarak dijital makinenizin onarım olanakları, yedek parça bulunabilirliği ve bunların fiyatı değerlendirilmelidir. Makinenizi çok sıklıkla ve her ortamda kullanacağınıza göre bozulma, onarım ve yedek parça gerekliliği uzak bir olasılık olmayacaktır. Bu tip durumları en az sıkıntı ile atlatmak için aldığınız fotoğraf makinesinin güçlü bir servis ağı bulunmalı ve yedek parça fiyatları ucuz olmalıdır. Örneğin çektiğiniz fotoğraf sayısı fazla olacaksa bellek yongaları almalısınız yada makinenize ait kabloları kaybedebilirsiniz vs. Uzakdoğudan bir arkadaşınız aracılığıyla getirtiğiniz tanınmış bir markası olmayan bir makinenin parçalarını veya servisini Türkiye'de bulmakta zorluk çekebilirsiniz.
SEÇİM 9- FİYAT
Evet sıra paraya geldi ve belki de düşüneceğiniz son önemli kriter fotoğraf makinesinin fiyatı olacaktır. Unutmayın iyi bir fotoğraf makinesi kural olarak her zaman diğerlerinden pahalıdır. Reklamlarda ve tanıtımlarda verilen teknik özelliklere aldanıp ucuz bir alet almayın. Yukarıda anlattığımız basamakları düşündüğünüz makine için mutlaka gözden geçirin. Ucuz makinelerin çektiği fotoğraflar genellikle kalitesizdir. Fakat yine de gidip en pahalı aleti almak yerine biraz inceleme yapıp sonuçta ortayı bulacağınıza eminim. Şu anda Türkiye piyasasında 1000 Amerikan doları civarı para ile çok güzel bir dijital makine alabilirsiniz. Not:Çeşitli kaynaklardan derlemedir.
Posted in fotoğraf makinesi seçimi , makine , makine seçimi
Benim Objektifimden Yansıyan Bazı Kareler