26 Haziran 2013 Çarşamba

Türkiye'nin çeşitli yerlerinde çektiğim fotoğraflar.
Devamı gelecek...









İlkbahar o bütün neşesi ve çoşkusuyla geldi. Fotoğraf makinalarıyla bu güzel mevsimi fotoğraflamak için sabırsızlanıyorsunuz. İşte en iyi ilkbahar fotoğraflarını çekmek isteyenler için 7 ipucu

1. YÜRÜMEYE HAZIR OLUN

Arabayı falan unutun. Sırtçantanızı omuzladığınız gibi yollara düşün. Çantanıza ekipmanınızı ve sizin için gerekli şeyleri koymayı unutmayın. En güzel ilkbahar fotoğrafları kırlarda dolaşılırken çekilir

2. NE OLURSA OLSUN YANINIZA MAKRO LENSİNİZİ ALIN

İlkbahar bütün doğanın uyandığı mevsimdir. Çiçekler,kelebekler,böcekler,yağmur damlaları. Bunların hepsini daha yakından çekmek isteyeceksiniz. O yüzden makro lensinizi almayı unutmayın. eğer yoksa close up lenste olabilir. Hiç biri yoksa makro çekimler konusunu biraz çalışın

3. RENK KONTRASTLARINI KULLANIN

Özellikle böyle baharın yeni başladığı günlerde şehirden biraz daha uzaktaki doğada gezerken kıştan kalma görüntülerle bahar renklerinin birbirine karıştığı kareler yakalamaya çalışın. Bu tarz fotoğraflar çok etkileyicidir

4. YAĞMUR HARİKA OLUR

Bahar günü yağan yağmur harika fırsatlar yaratır. Dallardaki su damlaları, bulutlu gökyüzü veya yağmur sonrası açmış gökyüzündeki gökkuşağı bu tarz fırsatlardır. özellikle yağmur sonrası açan güneşteki ışık oyunlarına dikkat edin

5. İNSANLARI FOTOĞRAFLAYIN

Baharın insan ruhu üzerindeki etkileri tartışmasızdır. Dışarı çıkın insanları gözlemleyin. Çimlere oturmuş çiftler, torununa bisiklet bindiren dede, yağmurdan kaçan insanlar

6. YERE YAKIN ÇEKİM AÇILARI KULLANIN

Böceklerin gözündenmiş gibi yapılan çekimler çok ilgi çekici olabilir. Rutin dışına çıkılan açılar her zaman fotoğraflarınıza renk katacaktır

7. GÖLGELERE DİKKAT EDİN

Güneş kışa oranla daha yukarıdadır ve bu da gölgelerin kısalmasına yol açar. Çekimlerinizde bu gölgeleri kullanmaya çalışın



Kaynak: 
http://www.kolayfotograf.net/2013/04/ilkbaharda-fotograf-nasil-cekilir.html#ixzz2XLb1nGH8

“Geldi, aldı, götürdü. Oynadı, oynadı getirdi”


Çoğunluğunu üniversite öğrencisi gönüllülerin oluşturduğu, Oyuncak Kütüphanesi minik konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Oyuncak Kütüphanesi; dar gelirli ailelerin çocuklarına oyun ve oyuncaklarla tanışma imkânı sunuyor. Avrupa Birliği tarafından hibe edilen projeye aileler ve çocuklar büyük ilgi gösteriyor.

Sefa SARGIN

Ankara’da “Geldi, aldı, götürdü. Oynadı, oynadı getirdi” sloganı ile kurulan Oyuncak Kütüphanesi aileler ve çocuklar tarafından büyük ilgi görüyor. Projesini Anıl Erkara’nın tasarladığı Oyuncak Kütüphanesi Avrupa Birliği tarafından desteklenen bir proje niteliği taşıyor. Bu proje için Avrupa Birliği tam 6 bin Euro hibe etti. Bu parayı kira, kırtasiye malzemeleri, temizlik malzemeleri, masa ve sandalye gibi ihtiyaçlar için kullandıklarını ifade eden proje koordinatörü Anıl Erkara, “Üç yıldır Sağlık Bakanlığında çalışıyorum. Yine Sağlık Bakanlığında çalışan eğitim şube müdürü Kader Kaya İngiltere’de ki Oyuncak Kütüphanesini gezmiş. Tabi bu uygulamalar Türkiye de yok. Kendisi daha sonra Türkiye’de Oyuncak Kütüphanesi kurma fikrini bana iletti. Ben de projesini hazırladım ve Avrupa Birliği Gençlik Programına sunduk. Projemiz  Gençlik Projesi kapsamında hibe aldı. AB Bakanlığının ilgili birimi Türk Ulusal Ajansı projemizi destekledi.” Dedi.
Projeyi tasarlarken hiçbir derneğe veya kamu kuruluşuna bağlı olmadıklarını vurgulayan Erkara, “Biz bir gençlik grubu olarak bu projeyi sunduk. İnsanlar şaşırıyor tabi bir gençlik grubu nasıl olur da AB hibesi alır, böyle bir proje ortaya çıkarır. Ben anlattığım zaman hangi örgüte üyesiniz, kim destekliyor, başınızda kim var diye soruyorlar. İnandırıyoruz kendimize ve güvenlerini kazanıyoruz.” dedi.

“İki kişi çalışıyorsa iki kişi okuyor”

Kütüphanede bulunan gönüllülerin çoğunu öğrencilerin oluşturduğunu dile getiren Erkara, “Kütüphane de çalışan kişiler öğrencilerden oluşuyor. Böyle olunca bu öğrencilerin sınav dönemleri oluyor. Bu durum özellikle kütüphanenin kuruluş aşamasında sorun oldu. BU insanları koordine etmek gerçekten zor bir iş. Yani iki kişi çalışıyorsa iki kişi okuyor” diyerek  gönüllü takım arkadaşlarına ihtiyaçlarının olduğunu dile getirdi.

“Oyuncaklar bağış yolu ile geliyor”

Hedef kitlesi 0-13 yaş arası çocuklar ve dar gelirli aileler olan oyuncak kütüphanesi, üyelik sistemi ile çalışıyor. Üye olmak isteyen aileler her altı ay için beş TL üyelik ücreti ödeyerek kütüphanenin imkanlarından yararlanabiliyor. Her çocuk veya aile kütüphaneden tek seferde dört oyuncak alabiliyor. Her oyuncak için bir TL depozito alınıyor oyuncak geri geldiğinde ise bu para geri veriliyor. Çocuğun oyuncağı sahiplenmesinin veya kırmasının kesinlikle sorun olmadığını vurgulayan Erkara, “Buradaki oyuncaklar zaten bağış yolu ile geliyor. Böyle olunca da bir yerde amacımıza ulaşmış oluyoruz. Getirip değiştiren çocuklar da oluyor, sahiplenen de. Biz tabi değiştirmesini, küçük yaşta kütüphane kültürüne alışmasını istiyoruz.” dedi.
Çocukların ve ailelerin bu projeden çok memnun olduğunu söyleyen Erkara, ”Çocuklar buraya geldiklerinde fazla seçenek olduğu için oyuncak seçmekte gerçekten zorlanıyorlar. Bize güvenip gözü gibi baktığı oyuncakları bırakanlar, emanet edenler var.” dedi. Erkara,  “Çok eski oyuncak arabalarını, mızıkalarını, flütlerini bırakan insanlar var. Mesela 1950 yılında yapılan bir oyuncak araba ve Türkiye’ye gelen ilk flüt gibi oyuncaklar bunlar. Bu oyuncakları burada yapacağımız bir antika müzesinde sergilemek istiyoruz. Manevi değeri fazla olduğu için bu oyuncaklara gözümüz gibi bakmamız gerekiyor” dedi.
Oyuncak Kütüphanesinde aileler çocuğunun yanında durmak zorunda. Buraya geldiklerinde okul öncesi öğretmenliği ve çocuk gelişimi okuyan üniversite öğrencileri, çocuklara ufak animasyonlar, çeşitli aktiviteler yapıyor.
Çok büyük sorunlar olduğu zaman İngiltere de öğretmenlik yapan Meltem Mahmutovic’e danıştıklarını söyleyen Erkara, “Kendisi öğretmen sık sık İngiltere de ki oyuncak kütüphanelerine gidip geliyor.”  dedi. 

Bağlantı noktaları ve gezici Oyuncak Kütüphanesi


Hedef kitlesi dar gelirli aileler ve çocuklar olan Oyuncak Kütüphanesi Kızılay’da bulunuyor. Kimi ailelerin veya çocukların daha önce hiç kızılaya gelmediğine dikkat çeken Erkara, “Ulus’u geçmeyen çocuklar ve aileler var. Bizim onlara da ulaşmamız lazım. O yüzden biz çeşitli semtlerde bağlantı noktaları oluşturuyoruz. Bu noktalarda bizim broşürlerimiz ve afişlerimiz var. Aileler bizi buradan duyacaklar. Bağlantı noktalarının sayısını arttırmak için Çankaya Belediyesi ve Altındağ belediyesi ile görüşüyoruz. Kızılaya gelemeyen ailelere ulaşmamız lazım. Şu anda dört bağlantı noktamız var. “dedi. Erbakar, gezici oyuncak kütüphanesi projemiz var. Bu proje ile diğer bize ulaşma imkanı bulunmayan kişilere ulaşma amacındayız.

Photoshop CS4'te İmza Ekleme

Photoshop CS4'te İmza Ekleme


Photoshop CS4'te fotoğraflara imza eklemek için öncelikle bir dropplet oluşturmak gerekiyor. Dropplet oluşturduktan sonra fotoğraflarınıza kolayca imza ekleyebileceksiniz.

-Dropplet oluşturmak için öncelikle Action oluşturmanız gerekiyor. Bunun için de klavyenizden ALT+F9 Tuşlarına basıp Action Panelinin görünür olmasını sağlayın. Panelin altında 'Create New Action butonuna basarak Action'a bir isim vererek 'Record' butonuna tıklayın.

-Daha sonra araç kutusundan Type Tool aracını seçerek imza metninizi giriniz. Yazıyı yazdıktan sonra CTRL+A tuşlarına basarak tüm yazıyı seçip, yazıyı özelleştirebilirsiniz.


-Ayarlamaları ve özelleştirmeleri yaptıktan sonra Layers paneline dönerek imzanızın duracağı yeri ayarlayın. Daha sonra CTRL+T tuşlarına basarak metnin şeklini değiştirebilirsiniz.


-Layers panelindeki imza layerinin üzerine sağ tuçu tıklayıp Blending Options yazısına tıklayım yazınıza efekt verebilirsiniz.

-File/Save As diyerek fotoğrafınızı yeni bir klasör açıp oraya kaydedin.
-Tekrar ALT+F9 yaparak Action'u durdurun.
-İmzanızı Dropplet haline getirmek için ise Fİle/Automate/ Create Dropplet seçeneğine tıklayın.
-Choose'den kaydetmek istediğiniz yeri seçin ve dropplete isim verim Save butonuna tıklayın.


-Photoshop'u simge durumunda küçültüp İmza eklemek istediğiniz tüm resimleri bu kaydettiğiniz Droppletin üzerine sürükleyip bırakın.
-Ve tüm fotoğraflara ayarladığımız imzalar eklenmiş oldu.



Adobe’un Creative Cloud olarak kullanıcılara sunduğu pakette fotoğraf, video, ses ve tasarım için bir çok masaüstü uygulama bulunuyor.
Geçen ay Los Angeles, Adobe MAX konferansında piyasaya çıkacağı duyurulan Creative Cloud güncelleştirmeleri resmi olarak kullanıma açıldı.
Adobe’un Creative Cloud olarak kullanıcılara sunduğu pakette fotoğraf, video, ses ve tasarım için bir çok masaüstü uygulama bulunuyor.
Photoshop CC bir çok yenilik sunuyor. Yenilenen ve eklenen araçlar, özellikler şöyle:
Fotoğraf çekerken düşük perde hızı ya da elimizin titremesinden kaynaklanan bulanık fotoğrafların kurtarılmasını sağlayabiliyoruz. Titreşim azaltma özelliği ile hareketin yönü analiz edilerek, fotoğraftaki netliğin yeniden kazanılması sağlanıyor.
Fotoğrafların netleştirilmesi için geliştirilen akıllı netleştirme özelliği ile analiz edilen fotoğraf bölgesel ihtiyaca göre farklı miktarlarda netleştirilip, noise ve parazitler minimuma indiriliyor.
Adobe Camera Raw 8′e üç adet yeni araç eklenmiş. ‘Advanced Healing Brush’ ile objeleri daha kolay ve hızlı şekilde yok edebiliyorsunuz. Oynama yapılan bölgedeki geçişler gayet başarılı ve fark etmek çok zor. ‘Radial Gradient’ ile fotoğrafa yapılan bölgesel renk ve ışık ayarlamaları Lightroom’daki gibi daha kolay ve hızlı şekilde kullanılabiliyor. ‘Upright Tool’ ise eğik kadraj ya da ufuk çizgisini düzeltmek için tek dokunuşla otomatik olarak fotoğrafı düzeltiyor.
* Camera RAW’da yapılan düzenlemeleri Photoshop’un içinde istenilen katmana uygulayabilme imkanı getirilmiş.
* Kaliteli baskı alabilmek için düşük çözünürlüklü fotoğraflar için ayrıntı ve netliği koruyarak ‘akıllı üst örnekleme’ özelliği geliştirilmiş.
* Daha önce Photoshop Extended’da bulunan 3B düzenleme ve görüntü analizi araçları da Photoshop CC’a eklenmiş.
* Photoshop CC ile direkt olarak portfolyo paylaşım sitesi  Behance‘e fotoğraflarınızı gönderebiliyorsunuz.
Adobe’un resmi web sitesinden 30 günlük deneme sürümünü ücretsiz olarak deneyebilirsiniz. Daha önceden Adobe Creative Cloud’a sahip olanlar bu güncelleştirmelere ücretsiz sahip olabilecekler. Farklı fiyat seçeneklerini ve kampanyaları buradan inceleyebilirsiniz.

Makro Fotoğraflar

Yakın Plan Büyüleyici Fotoğrafları Nasıl Çekersiniz
Eğer siz de hayatın anlamının küçük detaylarda saklı olduğunu düşünenlerdenseniz, o halde anlatıcağım stil tam size göre. Adı makro fotoğrafçılık.
Makro veya yakınlaştırıcı (close-up) objetif adı verilen objektif ile yapılıyor. Nesneyi normalden daha yakın mesafeden odaklamanızı sağlıyor.
Macro aşı fotoğrafçıların en popüler nesneleri arasında çiçekler, yaprakların üstünde uğur böcekleri, arılar ve doğada hergün meydana gelen ancak bizim dikkat bile etmediğimiz diğer unsurlar yer alıyor. Macro fotoğrafın cazip kılan şeylerden biride çıplak gözle göremediğimiz detayları göstermesidir.
Alan Derinliğini Maksimuma Çıkarın
Macro objektiflerde en keskin sonuçları tatlı noktalarda (sweet stop) alırsınız ve makro çekimde bu keskinliği yakalamak zordur. En iyi netliği elde etmek için makro çekimde nesnenin tam karşısına gelecek şekilde yerleştirin ve alan derinliği yaratın. Örn. Çiçeğin üstünde arıyı çekiyorsanız, çiçeği tam karşısından açılamanız gerekir.
Auto-Focus Özelliğini Neden Kapatmalısınız?
Makro çekimin en zor kısımlardan birinin, nesneleri net ve odakta çekmek olduğunu artık biliyorsunuz ve en sinir bozucu metotlardan birini öğrenmek üzeresiniz nesnenin en yakınında otomatik oda kullanmak. Sinir katsayınızı düşermek için verebileceğim tek ipucu, fotoğraf makinenizin objetifteki otomatik odaklama (Auto-Focus) özelliğini kapamak ve manuel odaklama özelliğini açmak olucaktır. Otomatik odaklamada objetif odak noktası arıcak ve objetifinizin vırlama sesini duyucaksınız. Manuel odaklama ile bu sorundan kurtulun.
Deklansöre Dokunmayın !
Eğerki fotoğraf makinanızı trıp üzerine yerleştirdiyseniz. Deklansöre bastınızda ufak titremeler fotoğrafta bir miktar netlik kabedebilir.Tetikleyici kullanmanızı tavsiye ediyorum yada makinanızın zamanlıyıcısını kullanabilirsiniz.
En Uygun F Ayarı Hangisidir ?
Makro fotoğraflarda en çok kullanılan F ayarı f/22 makro objetiflerin alan derinliği küçük olduğu için derinliği olabildiğince genişletmelisiniz ve bunu ancak diyafram ayarı (f-stop) f/22 gibi bir değerde iken yapabilirsiniz. Aslında f/16, hatta f/11 bile kullanabilirsiniz. fakat nesneyi maksimum odakta tutabilmek için f/22 kullanabilirsiniz.Rakam yükseldikte fotoğrafın daha büyük bir kısmı oda içerisinde kalacaktır.
Neden Kapalı Mekanda Makro Çekim Yapmak İstersiniz ?
Makro çekimleri çoğu aslında iç mekanda çekilir. İçeride çekim yapmanın en büyük avantajlardan biride rüzgar olmamasıdır. İlk başta önemsiz birşey gibi gözüküyor ama diş çekim yaptığınızda vizorden baktığınızda anlicaksınız hafifte olsa rüzgar belli olucaktır buda netlik kaybı olucaktır. İçeride çekimin bir diğer avantajıda ışığı kontrol edebilirsiniz.

Yıldız Pozlama/ Yıldız Fotoğrafı

YILDIZ FOTOĞRAFLARI

Fotoğraf normalde göremediğimiz şeyleri, doğal olayları yavaşlatılmış halde görmek ve uzun pozlama yapmak her zaman ilgi çekici olmuştur. Bu farklı fotoğraf türlerinden bir tanesi de yıldız pozlamadır.
Yıldız pozlamak, ileri çekim teknikleri arasında fotoğrafa yeni başlayan en çok ilgisini çeken fotoğraf tekniklerinden birisidir. Çok zor olduğu düşünülüyor fakat zor değil.

Ne Lazım?

-Tripod
-Uzaktan Kumanda
-Açk Gökyüzü ve karanlık bir ortam :)

Nasıl Pozlama yaparsınız?

Uygun alanı seçtikten sonra DSLR fotoğraf makinenizi tripod üzerine sabitleyin. Daha sonra zemin dengesini ayarlatın. Makineden uzaktan kumandayı aktif ettikten sonra kumanda deklanşörüne BİR kere basın. Makine deklanşöre İKİNCİ basmanızdan sonra pozlamayı bitirecektir. En sağlıklı yıldız fotoğrafları 30-70 dakika arasındaki pozlama sürelerinde çekiliyor.

Bu fotoğraf tam 4 saatlik bir pozlama sonucunda çekilmiştir.


Bu fotoğrafta ise 70 dakikalık pozlama yapılmıştır.



SEFA SARGIN

Uzun Pozlama

Uzun pozlama en genel anlamıyla obtüratörün açık kalma süresi ile alakalı bir çekim tekniğidir.


-Uzun pozlama için mutlaka tripod kullanmalısınız eğer böyle bir imkanınız yoksa makineyi herhangi bir yere sabitlemelisiniz.
-Uzaktan kumanda kullanmanız fotoğrafın netliği bakımından faydalı olacaktır.
-En iyi sonucu hafif karanlık ortamlarda alırsınız.

Uzun Pozlama Nasıl Yapılır?

-Makineyi Tripota bağlayın.
-Fotoğraf makinenizi manuel moda alın.
-Enstantane değeri belirleyin. 15sn. veya 30sn.'yi seçerseniz daha iyi sonuçlar alırsınız. Eğer Bulb modunu seçerseniz kontrol sizde olur ve istediğiniz kadar pozlama yapabilirsiniz.
-Diyaframı en kısık konuma getirin. Yoksa Fotoğraflar Parlak çıkacaktır.
-Kumanda kullanacaksanız makinenizin menüsünden kumandayı aktif hale getirin. Kumandanız yoksa zamanlayıcı ile çekmeniz makinenizin sağlıklı bir kare çekmesini sağlayacaktır.
-Deklanşöre veya kumandaya bastığınız anda makine pozlamaya başlayacak ve (Örneğin) 30 saniye boyunca pozlama yapacak. 




Fotoğrafların Enstantane Değeri 30 Sn'dir.

Fotoğraflar: SEFA SARGIN

23 Haziran 2013 Pazar

HDR Fotoğraf Nasıl Çekilir?

Bir fotoğrafta karanlık yüzey ile aydınlık yüzey arasındaki farkı o fotoğrafın Dinamik Kademesini belirler. SLR ve DSLR makinaların algılayabileceği ışık şiddeti belirli sınırlar içindedir ve bu değerdeki fotoğraflar LDR (Low Dynamic Range) olarak adlandırılır.

HDR Fotoğraf Nasıl Çekilir?

HDR fotoğraflarda mutlaka hareketsiz nesneler olmalıdır. HDR 3 veya daha fazla karenin özel bir programla birleştirilmesi sonucu oluşturulmaktadır.Tek kareden de RAW olmak şartıyla HDR yapılabilir. Standard olan 3 kare ile HDR yapmaktır. 3 kare -2 , 0 , +2 pozlama değerine göre alınır. Işığın şiddetine ve karanlık yüzeylerin algılanabilmesine göre birer stop ? veya + pozlama ilaveleriyle çekim devam ettirilir. HDR fotoğraf çekiminde şu hususlara dikkat edilmelidir.

1) Tripod kurulur ve makina üzerine sabitlenir
2) Kablo deklanşör veya kumanda hazır hale getirilir
3) Ortamın ışığına göre enstantane ve duruma göre diyafram ayarı yapılır. ( Diyafram her ayrıntıyı net almak istersek rakamsal olarak yüksek değere alınır, belirli bir noktayı net diğerlerini flu yapmak için ise rakamsal olarak düşük bir değer alınır.)
4) Otomatik netleme yapılır ve makina Manuel netlemeye alınır. ( Manuel netleme yapmayan makinalar ototomatik ayarı kullanmaya devam etsin.)
5) HDR nin baş derdi noise olduğu için ISO mümkün olan endüşük değere alınır.( ISO 100 gibi)
6) Bracket kontol olan makinalarda -2 , 0 , +2 pozlama yapacak şekilde 3?lü Bracket?e alınır ve 3 kare çekim peşpeşe gerçekleştirilir.
7) Bracketsiz çekimde enstantane el ile ayarlanır. İlk kare 0 (sıfır) pozlamada, diğer iki kare -2 ve +2 poz değerinde çekilir.

-2 Stop


0 Stop



+2 Stop


3 Fotoğrafın HDR hali

Sefa SARGIN 
              

21 Haziran 2013 Cuma


USTA GURBET ZOR DEĞİL Mİ?

SEFA SARGIN/ CAN BAYRAK


Yola çıkmıştık neyle karşılaşacağımızı bilmeden… Biraz heyecan biraz korku vardı içimizde. Bismillah diyerek başladık işe. Azalan  mesafeyle birlikte heyecanımız git gide artıyordu. Biraz  yürüdükten  sonra istediğimiz yere vardık. Selam verdik başladık konuşmaya.  Bütün günün yorgunluğuna rağmen bizi güler yüzle karşıladılar. O an itibariyle  bizimle inatlaşan heyecan ve korku azalmaya başladı.


Erzurum’da yurt inşaatında işçiler var gücüyle çalışıyor. Sekizde başlayan mesainin bitmesine iki saat var.

Akşama doğru yorgunluk çöküyor üzerlerine. Bedenleri yorulsa da zihinleri de yorgun; memleket hasreti, aile hasreti, tanıdık bir sese duyulan hasret, sürekli zihinleri kurcalıyor… Her biri belki de hiçbir zaman oturamayacakları evleri, yurtları yapıyorlar ama bu evlere hep uzaktan bakmakla yetiniyorlar.
          

     “Dünyaya bir daha gelsem yine inşaat işçisi olurdum.” 


         
        Yirmi Sekiz yıldır inşaatlarda çalışan Cevat abi inşaat işçiliğine okuyamadığından dolayı başladığını söylüyor. Aslen Gümüşhaneli olan Cevat abi; mevsimlik işçi olarak çalışıyor. 6 ay boyunca; ya arkadaşlarıyla tuttukları bekar evinde ya da inşaata yakın yerlerde kendi yaptıkları barakalarda kalıyorlar.  Cevat abi; çalıştıkları işin çok yorucu olduğunu ve bu yüzden de sosyal aktivitelerinin olmadığını, daha değişik şeyler yapmak istediğini fakat imkanının el vermediğini söylüyor. İş dönüşünde ne yaptığını sorduğumuzda gülerek internet kafe de Facebook’ta takıldığını söylüyor. Cevat abi. Güler yüzüne rağmen sıkıntılarının çok küçük bir kısmını bizimle paylaşıyor. Bir yandan evinden ailesinden uzak olması, bir yandan da tek oğluyla arasının kötü olmasından dert yanıyor.


‘’İlkokul 5. sınıftan çıkıp, belime bir keser alıp inşaatlara çıktım.’’
Enver abi  Cevat abinin kayınbiraderi.  Aynı evi paylaşıyorlar. O da mevsimlik çalışıyor. Enver abi  şu an 49 yaşında. İlkokul  5. sınıftan beri yani  37 yıldır inşaat işçiliği yapıyor.  Daha o küçük yaşında  5 kişilik ailesinin yükünü omuzlarına almış  Enver abi… Yaşıtları oyun oynayıp eğlenirken her zaman  imrenmiş, oyun oynamak istemiş ama küçük yaşta aldığı sorumluluk için  fedakarlık etmek zorunda kalmış. Enver abi de çalıştığı işte çok mutlu. ‘’İnsan’ın  ustası olduğu işleri yapması bence daha keyifli diyor .İşten sonra ne yapıyorsun diye sorduğumuzda; ‘’Ben  öyle Cevat gibi internet kafede takılmıyorum, gurbette kahvehaneye gitmiyorum .‘’ diyor.  ‘’Bu iş çok yorucu.’’ diyerek devam ediyor sözlerine . ‘’yaşınız  ilerledikten sonra bazı işleri yaparken daha çok yoruluyorsunuz.’’  Diyerek  durumu hakkında dert yanıyor.
Enver abinin de  en büyük derdi ailesine duyduğu hasret .  ‘’Gurbette ailemden ayrı  altı  ay  bir asır gibi geliyor sanki ‘’ diyerek aile hasretini en samimi duygularıyla bizimle paylaşıyor.  Aldığı ücrete de; ‘’Hamd olsun ki yetiyor .’’ diyor. Enver abi ile sohbet ettikten sonra kepçe operatörü olan Himmet abi Yanımıza geliyor . Ve onunla sohbet etmeye başlıyoruz.  Amacımıza ulaşmıştık,  istediğimizi almıştık ama  himmet abiyle de konuşmadan edemedik.


                                                                      

    Himmet abi yaklaşık 12 yıldır kepçe operatörlüğü yapıyor. Çok esprili bir insan, sorduğumuz soruların hepsine esprili bir şekilde yanıt verdi. Bu işe nasıl başladığını soruyoruz ve esprili bir şekilde ‘’yağcılık’’ diyor. İş dönüşü yerinden kalkacak halinin olmadığını yattığı yerden kalkamadığını söylüyor. Yine aynı şekilde evli misin diye sorduğumuz soruya komik bir cevap alıyoruz; ‘’Evliyim ama; hanımla yazın kanka gibi  oluyoruz. Kışın ise karı koca oluyoruz.’’ Diyerek yüzümüzde hafif bir tebessüm oluşturuyor. Bunun nedenini de çok yorulmasına bağlıyor. Himmet abiye aldığı maaşın yetip yetmediğini,  kepçe kullanmanın zor  mu kolay mı olduğunu sorduğumuzda ‘’Allaha şükürler olsun ki yetiyor.’’  diyor. Kepçenin kullanmanın zorluğu ve ya kolaylığı hakkında da; ‘’Öğrenene kadar zor, öğrendikten sonra kolay.’’diyor.


   Bu sefer kiralık ev bulamayan Enver abi ve Cevdet abi; inşaat alanı içerisinde diğer işçilerle birlikte kalacakları barakayı tamamlamak için çalışıyorlar. Cevdet abi; ‘’Şu an sadece biz çalışıyoruz barakayı yapmak için, bundan dolayı çok yoruluyoruz. İnşallah temel kazılıp inşaata başladıktan sonra rahatlayacağız.’’ diyor. Barakalarının inşaatı bitene kadar başka inşaatlarda diğer işçilerle birlikte kaldıklarını söylüyorlar. Gurbetin tüm acımasızlığına rağmen var güçleriyle çalışıyorlar ve geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar. Ailelerinden ayrı kalsalar da bir gün tekrar bir araya geleceklerini biliyorlar.