14 Nisan 2013 Pazar

Netlik ve Net Alan Derinliği





Netlik ve Net Alan Derinliği
Kullandığınız dijital fotoğraf makinası dijital olsun olmasın bir fotoğrafı çekerken eğer istediğiniz yer net değilse, çektiğiniz fotoğraf sizin istediğinizden çok farklı bir etki yaratabilir ya da farklı bir mesaj verebilir. Bu nedenle fotoğrafta netliğin sizin mutlak kontrolünüz altında olması kaçınılmazdır. Ancak günümüz makinalarında bir çok ayar gibi netliğin de "otomatik" olarak makina tarafından yapılması bazı fotoğrafçıların bu konuda kontrolü de fotoğraf makinalarına bırakmasıyla sonuçlanmış ve bazı durumlarda fotoğrafların netliği fotoğrafçının değil, fotoğraf makinasının istediği yerlere yapılmaya başlamıştır. Bunun çözümü elbette "otomatik netlemeyi boşverin, gerçek fotoğrafçı elle netler" değildir. Bunun yerine makinalarımızın nasıl netlediğini ve sınırlarını iyi bilip bu özelliği doğru kullanmaktır.

Netlik nedir?
Makinamızın otomatik netleme fonksiyonunu doğru kullanmak için önce şu çok temel soruyu kendimiz sormamız gerekir: "Netlik nedir? Bir fotoğraf makinası bir yerin net olup olmadığını nasıl anlar?" Beynimiz gözlerimizin netlik ayarını biz farkında olmadan anlık yaptığı için çoğumuz "netlik" kavramını düşünmeyiz bile. Ancak bir fotoğraf makinası için durum böyle değildir, netleme yapmak için bazı algoritmalar kullanmak ve objektifin merceklerine doğru komutları vermek zorundadır.

Otomatik Netleme Yöntemleri
Kontrast Karşılaştırması Yöntemi
Bu netleme yöntemi hemen hemen tüm kompakt ve objektifi değişmeyen fotoğraf makinasında kullanılan netleme yöntemidir. Bu yöntemde netlik, fotoğraf makinası için kontrastın en fazla olduğu durumdur. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse, vizörden baktığımızda Şekil 1.deki sahneyi gördüğümüzü farzedelim (mesela siyah ve beyaz'a boyanmış bir duvar olabilir)

NETLİK VE ALAN DERİNLİĞİ İLE İLGİLİ GÜZEL BİR ÖRNEK
Fotoğraf makinası için siz makinayı doğrulttuğunuz ilk anda bu sahnenin net olup olmadığını anlama şansı yoktur. Bunu anlayabilmesi için karşılaştırma yapması gerekir. Bu yüzden objektifin merceklerinin pozisyonunu biraz değiştirir (aynı elle netlemede sizin objektifin netleme halkasını döndürdüğünüzde olduğu gibi). Bu durumda olacak olan, bu sahnedeki renk geçişlerindeki kontrastın azalmasıdır. Makina üzerinde otomatik netlemenin sağlanması için minik ince uzun sensörler bulunur, bunlar kontrast bilgisini işlemciye iletirler.

"Kontrast azalması" makinaya objektifin netlik halkasının yanlış yöne hareket ettiğini anlatır. Bunun üzerine makina bu sefer halkayı diğer tarafa doğru hareket ettirir (yani mercekleri diğer tarafa doğru oynatır). Her seferinde kontrast bir öncekiyle karşılaştırılır. Bir yönde kontrast sürekli artıyorsa ancak birden azalmaya başladıysa makina o noktanın o sahnenin en net noktası olduğuna karar verir ve netlik sağlanır. Netleme optik kurallar dahilinde gerçekleştiği için aslında objektif için durum "4.25m ye odakla" şeklinde basit bir durumdur.







Netlik yapmak için kontrast değerlerinin karşılaştırılması gerekli olduğundan, kontrast barındırmayan (tek renk boyalı duvarlar) ya da çok düşük kontrastlı (çok az ışıklı ortamlar) sahnelerde fotoğraf makinaları netlik yapamazlar.

Faz Karşılaştırması YöntemiModern dijital SLR makinalarında kullanılan bu yöntemde netlik manuel makinalardaki "bölünmüş prizma" (split prism) yöntemiyle netlemeye benzer. Bölünmüş prizma yönteminde görüntünün bir bölümü vizörün ortasındaki prizmanın üzerine düşer. Netlik yoksa görüntü bu prizma üzerinde bölünmüş görünür. Bölünmüş görüntü netlik halkasıyla oynandıkça birbirine yaklaşır ve iki bölünmüş görüntü üstüste geldiğinde netlik sağlanmış olur.


Faz karşılaştırması yöntemiyle otomatik netleme de benzer bir yöntemle çalışır. Elle netlemedeki prizma yerine Netlik için kullanılan sensör üzerine görüntü yanyana iki kere düşer. Netleme işlemi sırasında bu iki görüntü arasındaki uzaklık ölçülür. Görüntüler arasındaki uzaklığın tam netlik anında ne olacağı o makina için bilinen sabit bir değerdir. Eğer iki görüntü arasındaki uzaklık bu sabit değerden azsa makina netlenmek istenen cismin önüne netlenmiş olduğunu ve netliği daha uzağa yapmak gerektiğine karar verir. Benzer şekilde, eğer iki görüntü arasındaki uzaklık bu sabit değerden fazlaysa makina netlenmek istenen cismin arkasına netlenmiş olduğunu ve netliği daha yakına yapması gerektiğine karar verir.

Bu yöntemin en büyük avantajı, makinayi netlemek istediğiniz cisme doğrulttuğunuz ilk anda netleme sensörü üzerine düşen görüntülerin arasındaki uzaklığa bakarak netliğin önde mi yoksa arkada mı olduğunu anlamasıdır. Bu nedenle doğru netliğin sağlanması için netleme halkasını hangi yöne doğru çevirmesi gerektiğini bilir ve netlik çok hızlı bir şekilde sağlanır. Kontrast karşılaştırma yönteminde ise objektifin önce rastgele bir yöne doğru hareket etmesi gerekir. Bu da netlemenin gecikmesine yol açar.
Yukarda bahsi geçen bütün netlik yöntemleri için kontrast, kontrast için de ışık gerekli olduğu için, objektiften içeri ne kadar ışık girerse fotoğraf makinası o kadar iyi netleme yapar. Bu yüzden de f2.8 bir objektif f5.6 bir objektiften daha karanlıkta ve daha hızlı netleme yapabilir.
Netleme NoktalarıFotoğraf makinasının netleme yapmak için cisimlerdeki kontrasta baktığını söyledik, peki makina bu kontrast karşılaştırmasını nasıl yapıyor? Bu sorunun yanıtı, vizörden baktığımızda gördüğümüz "netleme noktaları"dır. Fotoğraf makinamızın vizöründen baktığımızda bir ya da daha fazla netleme noktası görürüz. Bu netleme noktalarının her birinde ortam ışığını alan minik sensörler bulunur. Bu sensörler objektifin içindeki mercekler netleme için hareket ettikçe değişen kontrastı algılar ve bir önceki durumlar karşılaştırması için işlemciye gönderir. Netlemeyle ilgili işlemci de bu sonuçlara bakarak objektifin netleme motoruna gereken komutları vererek merceklerini olması gereken duruma getirmeye çalışır. Makinalarda genellikle deklanşöre yarım basıldığında makina netleme yapar ve netliği sağladıktan objektifteki mercekleri o pozisyonda tutar. Eğer makina "sürekli netleme" yöntemini kullanmıyorsa (yazının ilerleyen paragraflarına bakınız) o zaman bir kere netlik sağlandıktan sonra elinizi deklanşörden çekmeden merceklerin pozisyonu değişmeyeceği için makinanızı nereye çevirirseniz çevirin ilk netlediğiniz mesafe ne kadarsa hep o mesafedeki cisimler net olacaktır.






Eğer yukarıdaki şekli dikkatli incelerseniz, vizörden bakıldığında kare ya da dikdörtgen görünen netlik noktalarının aslında yatay ya da dikey (veya da artı şeklinde) ince çizgiler halinde olduğunu görürsünüz. Bu durum netlik noktalarını seçerken dikkatli olmamızı gerektirir. Örnek vermek gerekirse, eğer yukarıdaki şekilde netleme noktalarından en soldakini seçer ve o nokta ile Şekil 1 deki sahneyi netlemeye çalışırsanız makina bu sahneyi netleyemeyecektir. Çünkü o sahnede kontrast farkı yatay doğrultudadır. Halbuki netleme noktası üzerindeki sensör diktir ve yatay kontrastı algılayamaz. Bu nedenle ışık iyi de olsa, kontrast farkı çok da olsa makina netlemeyi başaramayacaktır. Bu yüzden bu tip sahnelerde ya en alttaki ya da en üstteki noktaları veya artı şeklinde olan ve bu yüzden her doğrultudaki kontrast farklarını algılayabilecek olan merkez netlik noktasını kullanmak uygun olacaktır. Bazı fotoğraf makinalarında, bu netlik noktalarının hepsi aynı hassasiyette değildir. Yani merkez netlik noktası ile loş ortamlarda netlemeyi başarırken yanlardaki netleme noktalarıyla aynı koşullarda netleme yapamayabilirsiniz.

Yanlardaki netlik noktalarının önemi, eğer netlemek istediğimiz obje merkezde değilse ya da hareketlerini önceden tahmin edemediğimiz bir cismi takip ediyorsak ortaya çıkar.


Geçmişten gelen bir alışkanlıkla genellikle pek çoğumuz merkez netleme noktası dışında başka noktaları kullanmayız. Eğer çekmek istediğimiz konu fotoğrafın merkezinde değil de farklı bir yerdeyse o zaman eski bir tekniğe başvururuz: Makina tekli netleme modundayken (bkz. aşağıdaki "Netleme Yöntemleri") netlemek istediğimiz nesneyi merkeze alıp deklanşöre yarım basar ve netliği sağlarız ve parmağımız hala deklanşöre yarım basılıyken kadrajımızı yapar fotoğrafı çekeriz. Tekli netleme yönteminde deklanşöre yarım basılıyken netleme kilitleneceği için siz kadrajı ayarladığınızda netlik hala sizin yaptığınız mesafede kalır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, "netliğin kilitlenmesi" durumu, biz makinanın pozisyonunu değiştirdiğimizde "bizim istediğimiz nesne üzerinde" kilitli kalması anlamına gelmediğidir. Eğer kadrajı ayarlarken makinanın pozisyonu değişirse netlik hep aynı mesafede kalacağı için artık başka bir noktada olabilir. Daha abartı bir örnek vermek gerekirse siz 3 m uzaktaki bir cisme netliği kilitleyip bir adım geriye atarsanız netlik bizim hayal ettiğimiz gibi hala netlemek istediğimiz noktada kalmayacak onun yerine o noktanın bir adım gerisine kayacaktır. İşte bu yüzden
• Netlediğiniz nesne size çok yakınsa
• Çok yüksek odak uzaklıklarında (>200mm) çekim yapıyorsanız
• Çok açık diyafram kullanıyorsanız (f2.8, f2., f1.8 vs)
net alan derinliğinin çok dar olma ihtimali olduğu için bu yöntem netliğin sizin netlemek istediğiniz noktadan farklı bir noktaya kaymasına neden olabilir. Ya da örneğin sahne performanslarında olduğu gibi, hareket eden konuların çekiminde "netliği kilitle, kadrajı değiştir" işlemi sırasında konu hafifçe yer değiştirebilir ve netlik istenen yerde olmayabilir.  Bu gibi durumlarda farklı netleme noktalarını kullanmak yapılacak en akıllıca iştir. Bu yüzden netleme noktası değiştirme düğmeleri makinalarımızda kolaylıkla ulaşılabilecek yerlerde olurlar.

Çoklu netleme noktası kullanımı fotoğraf makinalarında tecrübe gerektiren bir durumdur. Genellikle makinalar ilk elinize aldığınızda "netleme noktasını otomatik seç" modunda bulunurlar. Bu durum başlangıçta güzel bir seçenek gibi gelse bile makinanın netleme noktalarını neye göre seçtiğini tam olarak bilemediğimiz için her zaman istediğimiz sonuçları vermeyebilirler. Bu nedenle eğer hareketli bir cismi takip etmiyorsanız "otomatik netleme noktası seçme" yöntemini kullanmanız tavsiye edilmez. Ancak eğer yönünü tahmin edemediğiniz bir şekilde hereket eden bir cismin (mesela bir kuş) fotoğrafını çekiyorsanız "sürekli netleme" modunda bütün netleme noktalarını aktif hale getirmek iyi bir fikir olabilir. Bu şekilde takip ettiğiniz cisim bir netleme  noktasından kaçsa bile öteki noktalardan bir ya da bir kaçına yakalandığında netlik yine sağlanacaktır.




Netleme Modları
Fotoğraf makinalarının büyük çoğunluğu netlik ayarı yaparken iki yöntem kullanır.

"tekli netleme modu"  - "one shot", "single focus" vbBu yöntemde siz deklanşöre yarım bastığınızda makina netlemeyi yapar, ve siz elinizi çekmedikçe de netlediği mesafeyi bozmaz. Yani makinanın yönünü değiştirdiğinizde ya da netleme yaptığınız cisim hareket edip sizden uzaklaştığı ya da yaklaştığı zaman tekrar netlemez. Genel çekim alışkanlıkları için uygun bir yöntemdir. Dikkat edilecek nokta, fotoğrafı çekilen nesnenin (ya da makinanın) pozisyon değiştirmesi ile netlik istenen yerden kayıp farklı bir noktaya gelebilir.

"surekli netleme modu" - "continuous focus", "Servo Focus", "AI Servo Focus", "Predictive continuous focus" vbBu yöntem herhangi bir yöne doğru hareket eden cisimlerin netlenmesinde etkilidir. Cisim sürekli hareket halinde olduğundan tekli netleme modu kullanılamaz, deklanşöre basılan an ile fotoğrafın çekildiği an arasında geçen milisaniyelerde bile cismin yer değiştirme olasılığı vardır. Bunun için bir çok firma  fotoğrafın tam çekildiği anda cismin nerede olduğunu tahmin edecek algoritmalar oluşturmuşlardır. Bu algoritmalar sayesinde deklanşöre bastıktan sonra fotoğraf pozlanmadan cismin olası yeri hesaplanır ve netlik oraya yapılarak cismin net çıkması sağlanır. Özellikle yarış otosu gibi çok hızlı hareket eden cisimlerde bu yöntem çok etkindir.

Bazı fotoğrafçılar netlemeyi deklanşöre basarak değil, farklı bir düğme ile yaparlar. Çünkü örneğin uçan bir kuşu takip ederken makinanın bazı anlarda kuşun kanat ucunu, bazı anlarda kafasını netlemesi olasıdır. Kafasının netlendiği anda fotoğrafçı netleme yaptığı farklı düğmeden elini çeker, ve deklanşöre basar. BU şekilde istediği noktanın net olmasını sağlar. Makinanın otomatik netleme noktası seçme konusundaki belirsizliğini istediği zaman netlemeyi durdurarak telafi eder. Aynı durum bir yarış arabasının fotoğrafını çekerken de olasıdır, çoklu netlik noktası seçiliyken makina pilotun kaskı yerine arabanın parlayan kanatçıklarını netlemeye çalışabilir. Pilotun kaskı net olduğu anda fotoğrafçı otomatik netlemeyi kesip deklanşöre basar. Bazı fotoğrafçılar da netlemeyi deklanşöre yarım basılıyken yapacak şekilde bırakırlar ancak makinalarındaki bir düğmeyi "netlik yapmayı durdur" (AF Stop) olarak ayarlarlar. Bu ayarlar çoğunlukla  gelişmiş makinalarda yer alır.

Netlik Öncelikli Çekim
Eğer makinanızın fabrika ayarlarını değiştirmezseniz, makinanız tekli netleme ayarındayken netleme yapamazsa fotoğraf çekmez. Siz deklanşöre tam bassanız bile eğer makinanız netleme yapmadıysa fotoğrafı çekmez. Ancak bir çok makina için sürekli netlemede durum böyle değildir. Netlemeyi yapsın yapmasın siz deklanşöre bastığınız anda makina fotoğrafı çeker. Bu nedenle sürekli netleme yöntemi dikkatli kullanılması gereken bir yöntemdir. Vizörden bakıldığında makina size netliğin sağlanıp sağlanmadığı konusunda bir işaret verecektir ancak hem cismi takip edip hem de o işaretleri takip etmek başlangıçta oldukça zor gelebilir ancak pratık yaparak bu alışkanlık rahatça kazanılabilir.

Net Alan Derinliği
Mükemmel olması için bu kadar uğraştığımız netlik fotoğrafın tümüne yayılmaz. Fotoğrafın bazı yerleri net, bazı yerleri değildir. Optik kuralları gereği, fotoğrafın en net kısmı sizin netlemeyi yaptığınız düzlemdir, bu düzlemden size doğru yaklaştıkça ve sizden uzaklaştıkça netlik de azalır. Fotoğrafta "net" olarak algılanan bölüme net alan derinliği denir.

Netlik pek çoğumuzun ilk anda düşündüğü gibi düz bir düzlemde değil, küresel bir düzlemde oluşur. Aşağıdaki şekil bir cismin fotoğrafını çekerken oluşan netlik durumunu gösterir:




Şekilde fotoğraf makinasi merkezdedir. Cisme netlediği anda küresel bir düzlem içinde her yer net olur. Net kabul edilen bölüm netliğin en yüksek olduğu düzlemden biraz makinaya doğru, biraz da netlenen düzlemden uzağa doğrudur. Bu alanın içinde kalan herşey fotoğrafta "net" olarak algılanır. İçteki küre düzlemiyle en dıştaki küre düzlemi arasındaki bölüme "net alan derinliği" denir. Bu bölümün dışındaki cisimler net olarak algılanmaz. Yukarıdaki şekli düşünelim ve (şekilde bir mandalina dilimi olan) cisimden bir tane değil de yanyana birden fazla olduğunu farzedelim. Aşağıdaki şekil bu durumu göstermektedir.


Şekle baktığımızda bu cisimlerin hepsini çekmek isteyen birisi için bu alan derinliğinin yeterli olmadığını görürüz. Soldan 4 dilim net alan derinliğinin dışında kaldığı için fotoğrafta "net" görünmeeyeceklerdir.

Net alan derinliği birden fazla faktöre bağlıdır. Bunlar (çekilen fotoğraf hep aynı kadrajda olduğu farzedildiğinde)
• Objektifin diyafram açıklığı (ne kadar açık o kadar az net alan derinliği)
• Netlenen cismin uzaklığı (ne kadar yakın o kadar az net alan derinliği)
• Kullanılan objektifin odak uzaklığı (ne kadar yüksek o kadar az net alan derinliği)
• Kullanılan makinanin sensör boyutu (ne kadar büyük o kadar az net alan derinliği)
Bu dört etkenden herhangi birinin değişmesi net olan bölgenin derinliğini de değiştirir. Bu parametrelerin çokluğu başlangıçta istenen net bölgenin derinliğini tahmin ederken çok karışık gelse de fotoğraf çektikçe tecrübeyle tahmin edilebilir hale gelir.

Net alan derinliği karşılaştırması yapmak için önce bir "referans" belirlemek gereklidir. Örneğin "netlenen mesafe" aynı tutulduğunda makinanın sensör boyutu küçüldükçe net alan derinliği de azalır. Ancak "fotoğrafın kadrajı" aynı tutulduğunda işler değişir. Çünkü fotoğraf çekerken kadrajımızı makinamızın sensör boyutları belirlemez. Eğer bir portre çekiyorsak, ister "full frame" bir makinayla çekelim, ister sensör boyutu 35mm filmden 4 kat daha küçük bir makinayla çekelim portre kadrajını daima aynı tutarız. Yani 50mm objektif takılı "full frame" yani sensör boyutu 35mm film ile aynı olan bir makinayla 2 m'den çektiğimiz bir fotoğrafı yine 50mm objektif takılı sensör boyutu 4 kat küçük bir makinayla (crop factor=4) 8m'den çekmemiz gerekir ki, kadraj ilk çektiğimiz fotoğraftakiyle aynı olsun (bu konuda detaylı bilgi için Bkz. http://www.melihozbek.com/fotograf/icerik.asp?f=crop.htm&m=fotomenu.htm&b=F+O+T+O+Ğ+R+A+F adresindeki  Dijital Fotoğraf Makinalarında Görüntü Alanı Daralması (crop factor) isimli yazı). Bu nedenle özellikle "gömlek cebine sığan" kompakt makinalarda sensörler çok küçük olduğu için net alan derinliği çok fazladır ve kontrolü de zordur. Bunun yanında sensörü 35mm film boyutunda olan Canon 5D ile sensörü ondan 1.6 kat küçük olan 30D'nin ne alan derinliği arasında da ciddi farklar vardır. Aynı kadrajdaki bir fotoğraf için konuştuğumuzda 5D nin net alan derinliği 30D'dekinden daha azdır.

Aşağıda sensörü 35mm filmden 1.3 kat küçük olan canon 1d MarkII N ve sensörü 5 kat küçük olan Nikon Coolpix P3 fotoğraf makinalarıyla çekilmiş iki fotoğraf göreceksiniz. İki fotoğraf da 24mm odak uzaklığında çekildi. Eğer 35mm film kullanan bir makina eşdeğerleri için konuşursak Canon 1D için görüş alanı  24x1.3=31.2 mm ve Nikon P3 için görüş alanı 24x5=120mm objektifinkine denkti. Önde görülen figürün pozisyonu mümkün olduğu kadar aynı tutulmaya çalışıldı ve diyafram iki objektif için de f5ti. İki fotoğraf da tamamen aynı düzen kuruluyken çekildi ve hiç bir eşyanın yeri değiştirilmedi. Alan derinlikleri arasındaki farkı siz de görebilirsiniz. Bu arada öndeki figürün pozisyonunu kadrajda aynı tutmak için Nikon P3'ün figüre olan uzaklığını arttırmak gerektiği için perspektifteki değişim de dikkat çekici (Nikon'un uzaklığının Canon'dan yaklaşık 4 kat fazla olması gerekiyordu
)
                         

0 yorum :

Yorum Gönder